Sağlık

Türkiye’den Hekimler Konuşuyor: “Artan şiddet ve baskı nedeniyle göç ettim!”

Doktorlar Neden Türkiye’den Ayrılıyor? Son yıllarda artan ‘Hekim Göçü’ndeki en değerli sebep nedir? Bilim Sıhhat Haber Ajansı (BSHA) ‘Türkiye’den göç eden doktorlar anlatıyor’ Haber dizisinde bu hafta verdiği röportajlarda 34 yaşındaki Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Emrah Yıldırım konuk oldu.

‘Türkiye’den göç eden doktorlar anlatıyor’

yine bir ‘doktor göçü’hikaye, yine bir doktor… Giden, kalan ve gitmeye çalışanların hikayeleri anlatmaya devam ediyoruz. Eylül 2018’de asistan hekim olan eşi ile Almanya’ya göç etti. Emrah Yıldırım, Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra zorunlu hizmet için Muş’a atanır. Bu arada tıpta uzmanlık sınavına girerek İnönü Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalını kazanarak asistanlık sürecine girer. 4 yıldır asistan doktor olarak çalışmaktadır. Haziran 2015’te seçimlerin iptal edilmesiyle başlayan ve FETÖ Darbe Girişimi ile devam eden süreçte, siyasi ortamın giderek bunaltıcı hale gelmesiyle birlikte meslektaşlarının soruşturma sarmalına girdiğine tanık olur. Hakkında dava açılır. Ve bu bardağı taşıran son damla olur, uzmanlık sınavına 10 ay kala ani bir karar alarak istifa eder. Almanya’ya gitmek için ilk adımı atıyor. Almanya’da 2 yıldır dil eğitimi alıyor. Yeni bir dile, yeni bir ülkeye ve yeni bir hayata uyum sağlamaya çalışır ve bunu başarır. İlk olarak Almanya’da 200 yataklı küçük bir hastanede asistan doktor olarak göreve başladı. Daha sonra hastane değiştirerek daha büyük kapasiteli bir hastanenin ortopedi servisinde çalışmaya başlar.

İlk Görev Yeri, İlk Hayal Kırıklığı!

Mesleğe yeni başlayan tüm hekimler gibi o da hevesli ve heyecanlı bir halde beyaz önlük giyiyor ama işler sandığı gibi ilerlemiyor. Öpücük. Yıldırım yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Yaptığımız mesleğin kolay olmadığının farkında olsam da açıkçası işe başlayana kadar beni neyin beklediğini bilmiyordum. İlk hayal kırıklığım, zorunlu hizmetteki ilk görev yerim olan Muş’ta oldu. Bir hasta yakını elinde bıçakla acil servise baskın düzenleyerek abisine rapor yazmadığım için üzerime ‘yerimi koymak’ istedi. Asistanlık dönemimde İnönü Üniversitesi Ortopedi bölümünde bu tür olayları yaşamaya devam ettim. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet temel sorunlarımızdan biriydi.”

Demokles’in Kılıcıyla Başımızın Üzerinde ‘Şiddet’ Sallanıyordu!

Büyük hayaller kurarak hekim olmak isteyen Dr. Emrah, kendisini yurtdışına gitmeye iten nedenler arasında ‘sağlıkta şiddet’ olaylarıyla sık karşılaşmasını ilk sıraya koyuyor. Bu şiddet sadece hasta ve hasta yakınlarından kaynaklanmamakta, yöneticinin asistanlıkta karşılaştığı mobbingler de bu olayların içinde yer almaktadır. Yıldırım bu durumu şöyle özetledi: “Cerrahi branşlardaki katı hiyerarşi, tanı ve tedavideki etik dışı, etik dışı ve alakasız talepler karşılanmayınca saldırganlaşan, tehdit edilen çok sayıda hasta ve hasta yakınıyla karşılaştık. Ayrıca hocalarımızın ve diğer meslektaşlarımızın mobbingi, Kimer’e ya da Başhekime yazılan her şikayetin Damocles’in Kılıcı gibi kafamızda sallanması, mobbing ya da şiddet uygularken ölüyormuş numarası yapan yöneticilerin taciz etmeye çalışması. En ufak bir şikayette yapılan incelemeler bizi bir noktadan sonra nefes alamamıza neden oldu. ”

Türkiye’den Ayrılmak Kaçınılmaz Sondu, Hissettim!

Hekim Emrah Yıldırım, “Kronik olarak yorgun, mobbinge maruz kalan, poliklinikte günde 100-120 hastayla ilgilenmek zorunda kalan, sözlü ve fiziki şiddete maruz kalmış bir hekim olarak Türkiye’den ayrılması kaçınılmaz bir son. ”. Kanada, İtalya ve İspanya’dan birçok hastaneyle yazıştım. Amacım yurt dışında kısa bir rotasyon yapıp 2019 yılında uzmanlık eğitimimi tamamlayıp yurt dışına çıkmaktı. Bu hastanelerin birçoğundan da rotasyona kabul edildim” dedi.

“Artık Bu Ülkeye Ait Hissetmekte Zorlanıyordum”

Siyasi Atmosfer Baskının Gidişini Hızlandırdı!

7 Haziran 2015’te yapılan seçimlerin iptal edilmesi, seçimlerin yeniden başlaması, kaos ortamı, Ankara Garı Katliamı, Suruç’taki bombalı saldırı ve diğer sivil katliamların Türkiye’deki siyasi ortamı ve atmosferi etkilediğine değinen Dr. Yıldırım, “Artık bu ülkeye aidiyet duymakta zorlanıyordum. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra herkesin bildiği gibi baskılar arttı. Ülke çekilmez hale geldi. Bu süreçte birçok meslektaşım ihraç edildi ve tutuklandı. 2018 yılının başında hakkımda da dava açıldı. Bu süreçte Türkiye’de adaletin ne kadar adaletsiz olduğunu bizzat öğrendim. Hatasız olmak hiçbir şey ifade etmiyordu. Devlet seni cezalandırmak istiyorsa, bu konuda kaba olamazsın. Bu yüzden çok zor bir karar vermek zorunda kaldım. İhtisasımın 10. ayındayken istifa edip eşimle birlikte Türkiye’den ayrılıp Almanya’ya geldim. Oturma izni ve diğer evrakları tamamladıktan sonra Almanca öğrenmeye başladık. Denklik sürecini tamamlayıp medikal Almanca sınavını geçtikten sonra 200 yataklı bir hastanede çalışmaya başladım. Eşim aynı zamanda başka bir hastanede dahiliye asistanı olarak çalışmaya başladı. 6 ay önce büyük bir hastanenin ortopedi bölümüne taşındım. Şu anda orada çalışmaya devam ediyorum” dedi.

Almanya’da Çalışma Koşulları Nasıl?

Almanya’daki çalışma koşullarının Türkiye’yle kıyaslanamayacak kadar iyi olduğunu belirten Dr. Yıldırım, “Poliklinikte 100, acil serviste 300 hastaya bakmak zorunda değilsiniz. Hastalar ve yakınları çok kibar ve anlayışlı. Günde sadece 8,5 saat çalışıyorsunuz, yarım saat ara veriyorsunuz. Fazla mesai yapmak zorunda kalırsan, patronun sana ödeme yapması gerekir. Türkiye’de bir asistan arka arkaya 36 saat çalışmak zorundayken burada 24 saatlik vardiyalar bile hızla tamamen kalkıyor. Aceleyle hiçbir yerde 24 saat nöbette olmanıza gerek yok. Vardiyadan sonra fazla mesai yapılmaz. Başka bir deyişle, bunu yapmanıza izin verilmiyor. Türkiye’de asistan doktorların 20 iş günü izin hakkı vardır. Bazı klinikler kullanmanıza bile izin vermiyor. Almanya’da 30 iş günü tatil hakkınız var. Almanya’da hiyerarşi yok denecek kadar azdır. Bölüm başkanı hariç tüm hocalarıma ve meslektaşlarıma isimleriyle hitap ederim.”

“Türkiye’de Hayal Edilebilecek Bir Durum Değildi”

Türkiye’deki çarpık hiyerarşiden bahseden Dr. Emrah Yıldırım, “Almanya’da sizden 3 ay önce mesleğe başlamış bir meslektaşımın her talebinin emir olarak kabul edildiği bir ülkeden gelen bir cerrahi asistana hayret ettim. ve isimle hitap edilmesi yasaktır. Türkiye’de bu tasavvur bile edilebilecek bir durum değil. Almanya’da meslektaşlarım, profesörlerim ve bölüm şefim son derece alçakgönüllü. Karşılaştırıldığında, mobbing açıkça burada daha az. Hiyerarşide sizden üstte olan çalışma arkadaşlarınız size saygı duyar. Görev tanımınız net, sorumluluk, görev ve haklarınız kanunla belirlenmiştir. Haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız başvurabileceğiniz ve hukuki destek alabileceğiniz bir hastane komitesi ve tabipler birliği var.”

Almanya’da Doktor Olmanın Zorlukları Var mı?

Doktor Emrah, çalışma koşullarının iyi olduğunu, mesleki açıdan pahalı hissetmenin, sağlıkta mobbing ve şiddetin en düşük düzeyde olduğunu ancak yurt dışında çalışmanın dezavantajlarının da olduğunu söylüyor. “Kendinizi kanıtlayana kadar vasıflarınızın altında çalışmak zorundasınız. Almanca zor bir dildir, dil engelini aşmak ve akıcı Almanca konuşmak uzun zaman alır. Sonuç olarak kendinizi ifade etmekte zorlanıyorsunuz, çalışma ortamında kendinizi rahat hissetmiyorsunuz. Hastanede yaptığınız her şeyi detaylı bir şekilde belgelemek zorundasınız. Bu alışık olmadığımız bir şey. Ayrıca, doğal olarak arkadaşlarınızı ve ailenizi özlüyorsunuz. Bunların yanı sıra ülkenin genel siyasi atmosferinin daha istikrarlı olması ve maaşınızın size belli bir yaşam standardı sağlaması Almanya’yı daha cazip kılıyor. Bunların hepsini bir araya getirdiğinizde ben geldim diyorum.”

Yurt Dışından Türkiye’de Hekim Talebi Artıyor

Türkiye’deki çalışma koşullarını gittiği dönemle karşılaştıran Dr. Emrah, takip ettiği ve arkadaşlarıyla yaptığı görüşmelerden anladığı kadarıyla durumun daha da kötüye gittiğini belirterek şöyle devam etti: “Artan talebin arttığını düşünüyorum. Türkiye’den gelen meslektaşlarımın arasında tıp için yurt dışında olması durumun daha da kötüye gittiğinin bir göstergesi. Yurt dışında tıpta zorluklar var ama sanıldığı kadar büyük bir sorun değil. Değeri düşürülen, emeği karşılığı ödenmeyen, siyasi çıkarlar için kışkırtılan, deyim yerindeyse paspaslanan, insani çalışma koşullarından mahrum bırakılan, mesleğini icra etmesi engellenen istenmeyen meslektaşlarım için birçok alternatif var. itibar. Almanya bu ülkelerden biridir. Dil öğrensinler, gelsinler daha insani koşullarda mesleklerini icra etsinler. İsviçreli yazar Bichsel’in yazdığı gibi; Türkçe ‘Ruhe finden ist so etwas wie Heimat finden’; “Huzuru bulmak vatanı bulmak gibidir.”

“Ailem, Arkadaşlarım, Doğduğum Yer Beni Anlatıyor”

Türkiye’ye dönüş mümkün mü?

Her şeye rağmen Almanya’dan Türkiye’ye dönmek ister miydiniz? “Kesinlikle,” diye yanıtlıyor Dr. sorumuzu. Emrah Yıldırım, “Ülkemin dağları, ovaları, nehirleri beni bekliyor. Ailem, arkadaşlarım, doğduğum yer gözüme çarpıyor. Ama Türkiye’nin çorak, adaletsiz, ahlaksız ve vasat iklimine geri dönmek şu anda bizim için bir seçenek değil. Cellatın ipinin, polisin kırbacının, spikerin çenesinin, matbaanın zalimlerin elinde olmadığı bir Türkiye’de yaşamak ve çalışmak ümidiyle.” BSHA-Bilim ve Sağlık Haber Ajansı

baykanhaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu